Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii, İstanbul'da 1597 yılında Sultan III. Murad'ın eşi Safiye Sultan'ın emriyle temeli atılan ve 1665'te zamanın padişahı IV. Mehmed'in annesi Turhan Hatice Sultan'ın büyük çabaları ve bağışlarıyla tamamlanıp ibadete açılan camidir.
Şehrin silüetine ve görselliğine önemli ölçüde katkı sağlayan 1 Yeni Cami, İstanbul'da Osmanlı ailesi tarafından yaptırılan büyük camilerin son örneğidir.2 Osmanlı dönemi Türk mimarisinde yapımı en uzun sürede tamamlanabilen cami olarak bilinir. Mimar Davut Ağa tarafından yapılmaya başlanmış, Mimar Dalgıç Ahmed Ağa devam ettirmiş ancak Safiye Sultan'ın ölümü ile yarım kalan inşaat, başlangıcından 66 yıl sonra dönemin mimarbaşısı Mustafa Ağa tarafından IV. Mehmed zamanında bitirilebilmiştir.
Cami deniz kenarına inşa edilmiştir ancak denizle mesafesi sonradan denizin doldurulması sonucu artmıştır.
Caminin mimari üslubu, kubbedeki yükseklik vurgusu ve yan cephe revaklarıdır. Mimar Sinan'ın Şehzade Camii'nde ve Sedefkar Mimar Mehmed Ağa'nın Sultanahmet Camii'nde kullandığı kubbe planını tekrarlar. Ancak kubbenin piramidi andırır şekilde yükselmesi kendine has bir özelliktir.
Yeni Cami ile birlikte Valide Sultan Türbesi, Hünkâr Kasrı, sebil, çeşme, sıbyan mektebi, darülkurra, Mısır Çarşısı arastası inşa edilmiştir. Daha sonra külliyeye kütüphane, muvakkithane ve bir türbe ile çeşmeler de eklenmiştir.3
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından cami ve eklentilerinde günümüzde restorasyon çalışmaları yapılmaktadır.4
Yeni Cami ve külliyesinin inşaatı, Oğlu III. Mehmet’in tahta geçmesinden sonra iktidarını temsil etmek üzere Eminönü’de bir cami yaptırmak isteyen Safiye Sultan tarafından 1597’de başlatılmıştır.
Yeni Cami’nin bulunduğu Bahçekapı semti, caminin inşa edildiği dönemde gümrüğe ve limanı yakınlığı nedeniyle önemli bir ticaret yeri idi. Bugünkü caminin yerinde bir kilise, bir sinagog, birkaç dükkân ve çok sayıda hane vardı.5 Bölgeye, Fatih devrinde Balkanlar ve Anadolu’dan getirilmiş Yahudiler yerleştirilmişti.6 Uzun yıllardır bölgenin sakini olan Karay Yahudileri’nin mülkleri Safiye Sultan tarafından istimlak hukukuna uygun olarak devralındı ve halkı Hasköy’e gönderildi.
Caminin yapımı görevlendirilen ilk mimar, Davut Ağa idi. Mimar Davut Ağa, yapının yerini belirleyip planını çizdi.7 İstimlak işlemleri tamamlandıktan sonra temel, 1598 yılının Nisan ayında devlet ileri gelenlerinin katıldığı bir törenle atıldı.8 Tophane’den yapılan top atışlarıyla İstanbul’a, caminin yapımına başlandığını haber verildi. Ancak o sırada sadrazam Hadım Hasan Paşa’nın azledilmesi kutlamalara gölge düşürmüş ve törenin tamamlanmamasına sebep olmuştur. 20 Ağustos 1598’de Molla Futûhi Efendi’nin caminin temeli için tayin ettiği kutlu saati yazdığı zayiçeyle ikinci kez bir merasim yapılarak inşaata resmen başlandı.9
Temel kazma işine başladıktan sonra buradan çok miktarda su çıkması inşaatı sıkıntıya soktu. Su, tulumbalarla tahliye edildi. Zemini sağlamlaştırmak için uçları kurşun kuşaklarla bağlanan kazıklar çakıldı ve üzerine taş bloklar yerleştirildi. Böylece duvarlar yer seviyesinden yükseltildi. Bu iş için Rodos’tan getirtilen taşlar kullanıldı.10
Temel işi tamamlanmadan önce Davut Ağa’nın vebaya yakalanarak ölmesi üzerine su yolu nâzırı Mimar Dalgıç Ahmed Ağa mimarbaşı tayin edildi. 1603’te yapı birinci pencere hizasına kadar yükselmişken III. Mehmed’in ölümü ve Safiye Sultan’ın Beyazıt’teki eski saraya yollanması üzerine inşaat askıya alındı ve Safiye Sultan’ın 1604 yılında ölmesi ile tamamen kesintiye uğradı ve yapı uzun yıllar atıl kaldı.
IV. Murad 1637 yılında cami inşaatını devam ettirme girişiminde bulunmuş; ancak yüksek maliyet nedeniyle vazgeçmiştir.11 Aşırı masrafı dolayısıyla ek vergilere sebep olan ve sonunda harabe durumunda kalan bu camiye İstanbul ahâlisi “Zulmiye” adını verdi.12
Metruk haldeki cami, 4 Temmuz 1660 yılında gerçekleşen Büyük İstanbul Yangınında hasar gördü. Yangından sonra Turhan Hatice Sultan, Köprülü Mehmed Paşa’nın da tavsiyesiyle cami yapımını gündeme aldı.13 Safiye Sultan’ın girişimi yarıda kalınca cami çevresi yeniden eski sahiplerince iskân edilmiş ve bir Yahudi yerleşimi haline gelmişti14 Yangın çevredeki Yahudi mahallelerini de küle çevirince 40 Yahudi evi Hasköy’e nakledildi; böylece Yeni Cami çevresi genişletildi.15 Alan genişletme çabaları ile birlikte Hünkar Kasrı, Türbe, Sebilhane, Sıbyan mektebi, Darülhadis Mısır Çarşısı da projeye eklendi.16
İnşaat, Mimarbaşı Mustafa Ağa sorumluluğunda bir sıra taş sökülerek yeniden başladı17 1665’te bir cuma günü sarayın ve cümle devlet erkânının hazır bulunduğu topluluğun önünde düzenlenen merasim töreniyle inşaat sona erdi.18 Halk tarafından “Zulmiye” olarak anılan camiye “Adliye” adı verildi. Sicil kayıtlarında caminin adı bu şekilde geçer.19
Yeni Cami, klasik Osmanlı mimarisinin revaklı avlulu şemasını devam ettirir. Merkezi plana sahiptir. 16,20 m. çapındaki ana kubbe dört yönde yarım kubbelerle yanlara doğru genişletilmiştir.20 Ana kubbeyi dört fil ayağı taşır.
Caminin Hünkâr mahfilinin altında maksurelerin (parmaklıklarla çevrili bölüm) dayandığı sütunlardan ayrı iki tane somaki mermer sütun vardır. Renkleri kırmızıya çalan bu sütunlar Girit Savaşı ganimetlerinden alınarak buraya konulmuştur.21
Caminin yapı malzemesi kesme küfeki taşı, mermer ve tuğladır. Cami mekânına biri kuzeyde revaklı avluya açılan, ikisi yanlarda bulunan üç kapıdan geçilerek ulaşılır; ayrıca mihrap yönünde yanlarda birer küçük kapı daha bulunur.
Yapıda aydınlanmayı sağlayan pencereler altı sıra halinde düzenlenmiştir. Yerden ikinci sıra pencerelerin üstüne kadar duvar yüzeyleri çinilerle kaplıdır. Çinilerde mavi, fîrûze, yeşil renkler hakimdir.22
Caminin kuzeyinde kare planlı revaklı avlu bulunur. Avluda mukarnaslı başlıklara sahip yirmi sütunun taşıdığı sivri kemerli revaklarda üzerleri kubbe ile örtülü yirmi dört birim vardır. Avlunun ortasında sekiz köşeli, kemerlere dayanan kubbeli bir şadırvan yer alır.
Dış görünüşü Süleymaniye Camisi'ne göre biraz daha sivri piramide benzer şekli çok düzenlidir.23
Caminin Üçer şerefeli iki minaresi vardır. Minareler, kare kaide üzerinde onaltıgen olarak yükselir ve kurşun kaplı külahlarla örtülüdür. Camiyi şadırvan avlusundan ayıran büyük cümle kapısı duvarının iki ucuna inşa edilmişlerdir.
Caminin güneybatı köşesinde avlu duvarında 3 güneş saati yer alır.24
Resim:Istanbul new mosque.jpg|Galata Köprüsü'nden görünümü Dosya:Yenicamii 01447 Nevit.jpg|Genel görünüm Resim:Nowy Meczet Istambuł RB1.jpg|Eminönü Meydanı'ndan manzarası Dosya:Istanbul - Mesquita Nova - Pati.JPG|Avlusundan manzarası Resim:DSC04004 Istanbul - Yeni camii - Foto G. Dall'Orto 24-5-2006.jpg|Yeni Cami'nin Avlusu Dosya:93nowy meczet1.jpg|Yeni Cami'nin Ana Kubbesi Resim:DSC03994 Istanbul - Yeni camii - Foto G. Dall'Orto 24-5-2006.jpg|Yeni Camii'nin İç Tasarımı Dosya:Istanbul_-_Mesquita_Nova_-_Minbar.JPG|Yeni Cami'nin Minberi Dosya:DSC04001Istanbul - Yeni camii - Foto G. Dall'Orto 24-5-2006.jpg|Yeni Cami çinileri Dosya:Sundial-yeni camii1-istanbul.jpg|Yeni Cami avlusundaki güneş saatlerinden birisi Dosya:Columns and dome of New Mosque, Istanbul.jpg|Kolon ve kubbeden doğrusal bir görüntü
Orijinal kaynak: yeni cami. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
[https://www.academia.edu/8402097/1660_%C4%B0stanbul_Yang%C4%B1n%C4%B1n%C4%B1n_Sosyo-Ekonomik_Tahlili, 1080 Kenan Yıldız, 1660 İstanbul Yangınının Sosyo-Ekonomik Tahlili, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Doktora tezi İstanbul 2012] ↩
[http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/bir-valide-sultan-eseri-yeni-cami-kulliyesi-haziran-2014.html Murad Duman, Bir Valide Sultan Eseri: Yeni Cami Külliyesi, *Sızıntı Dergisi, Haziran 2014] * ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page